3 Mart gecesi saat 23:45 uçağıyla Istanbul Tahran uçuşunu gerçekleştirdik. Yol beklenenden daha kısa sürdü. İndiğimiz havalimanı şehir merkezine 45 km uzaklıkta idi. Riyal öyle değersizleşmişti ki cebinizde bir tomar parayla dolaşmanız gerekiyordu. Havalimanı dılımda korsan taksicilerden birisi bizi 350 paraya (tümen diyorlar) çarşıya götüreceğini söyledi. Biz de kazık mı yiyoruz acaba dememize rağmen kabul ettik. Sabahın 4ünde çok ta sorgulamadık. Yolun uzunluğunu görünce adamcağızın 6 dolar karşılığında bizi sabahın köründe onca yolu götürmesinden ötürü biraz üzüldüm.
Yolda humeyninin parıl parıl parlayan cami – mezarını gördük. taksici binbir bela okudu. Bu mollalar bizi mahvetti dedi çat pat türkçesiyle.
Otelimize geldik ve bir iki saat uyuduk.
Metro istasyonuna dek yürüdük. Burada banka kartınız yoksa hiçbir işlem yapamıyorsunuz. visa ve Mastercard gibi kredi kartı ve atm kartları burada çalışmıyor. Banka kartımız olmadıgı için metro bileti alamadık, fakat bizi bedavadan metroya bindirdiler.
Line 1 hattının son durağına (Tajrish Pazarı) gittik. Şehrin kuzeyinde yer alan bu Kapalıçarşı’da gezindikten sonra hemen yanındaki Imamzadeh Saleh camiisini gezdik. Camilerin içinde mezar olması garip geldi. Bir tür putperestlik aslında.
Sonra uzun bir yürüyüş yaptık. Yine taksi ile otele döndük. Taksi 200 paramızı aldı. Trafik korkunç ötesi, motorlar, akmayan arabalar insanı yoruyor.
Akşam cadde lezzetleri için gülistan palace yakınındaki caddeye gittik. Taksi 50 paramızı aldı.